Dünya nüfusunun neredeyse yarısından fazlası mobil kullanıcı. Artık insanlar ihtiyaç duydukları her ihtiyacı karşılamak için mobil cihazlardan destek alıyorlar. Bu durum, işletmelerin müşterilerine ulaşabilmek adına mobil dünyaya dahil olmaları gerektiğine işaret ederken hedef kitlesi ile etkileşime geçmek isteyen herkesin de yine mobil ekosistemde yer almasının önemli olduğunu gösteriyor.
Mobilin önemi hakkında farkındalık yaşayan ve dolayısıyla mobil web sitesi ve mobil uygulama üzerinden hedef kitlesini yakalamaya çalışanların sayısı da hızla artmaya devam ediyor. Bu doğrultuda, mobil dünyada rekabet iyiden iyiye tırmanırken uygulama sahiplerinin de farklılaşabilmek adına çeşitli yöntemlere başvurdukları gözlemleniyor. Bu yöntemlerden bazıları ise uygulama maliyetlerinin artmasına zemin hazırlarken diğer uygulama sahiplerinin de kullanıcı kitlelerini etkileyebilmek için benzer adımlar atmaları ve bütçelerini aşmalarına neden oluyor.
Büyük işletmeler için bu durum, rekabette ön plana çıkmayı kolaylaştırsa da küçük ve orta ölçekli işletmelerin mobil dünyada yok olup gitmeleri anlamına gelebiliyor. Oysa ki maliyetleri düşürüp yine de mobil kullanıcıları etkileyebilecek bir mobil uygulama oluşturabilmek mümkün. İşte bütçe dostu bir mobil uygulama geliştirebilmek için göz önünde bulundurulabilecek 5 nokta…
1) Mobil uygulama fonksiyonlarını basit tutun
Herkesin her ihtiyacına çözüm olabilecek bir mobil uygulama oluşturmayı kim istemez ki? Fakat bu pek mümkün görünmediği gibi oldukça da maliyetli olabilecek bir yol olurdu. Bu nedenle, öncelikle hedef kitle çerçevesinde bulunan kullanıcıların en çok ilgisini çekecek uygulama özelliklerine odaklanmakta büyük fayda var. Bunun için öncelikle hedef kitlenin beklentilerini ve ihtiyaçlarını bilebilmek gerekiyor. Daha sonra ise sıra, söz konusu noktalara çözüm olabilecek ve kullanıcıların hayatını kolaylaştırabilecek ana konsepti belirlemeye geliyor.
Artık bu doğrultuda konseptin dışına çıkmadan, bütçeyi de göz önünde bulundurarak mobil uygulamaya entegre edilecek özellikler listelenebilir. Hazırlanan listede öncelik sıralamasına göre en gerekli olan fonksiyonlar uygulamada barındırılabilir. Sıralamada daha aşağıda kalan fonksiyonlar ise zaman içinde, kullanıcıların da tepkilerine göre mobil uygulamaya eklenebilir.
Bu sayede kullanıcıların odağının dağılmasını önlemek de mümkün olabilir. Bu da kullanıcı deneyimini üst seviyede tutabilmek anlamına gelecektir. Üstelik mobil uygulamaya zamanla eklenen yeni özellikler, kullanıcıların sadakatini kazanmaya da yardımcı olacağı gibi yeni kullanıcılar kazanmayı da sağlayacaktır.
2) İş planı oluşturun
Her iş için geçerli olduğu gibi mobil uygulama oluştururken de tüm süreçleri en baştan değerlendirmek ve sonradan kötü sürprizlerle karşılaşmamak için geniş çaplı bir iş planı oluşturmak işinizi kolaylaştırmanızı sağlayacaktır. İş planını mobil uygulama oluşturmaya başlamadan önce hazırlamak, maliyetleri öngörmek ve gerekiyorsa iş planında yer alan kalemleri yeniden ele almayı da mümkün kılacağından bütçe hazırlığı açısından da faydalı olacaktır.
Bu anlamda, uygulamada yer alması hedeflenen tüm özellikler, sekmeler, formlar ve hatta görsel ve işitsel elementlerin her biri iş planının kalemlerini oluşturabilir. Tüm bu adımların animasyon ya da çizimlerle görselleştirilmesi de mobil uygulamayı geliştirecek kişilerin uygulama gereksinimlerini zihinlerinde canlandırabilmesine imkan tanıyacaktır. Böylece hangi adımda ne kadar maliyet ortaya çıkabileceği de öngörülebilir.
Bunlara ek olarak, iş planına sahip olmanın maddi kaynakların yanı sıra zamandan tasarruf etmeyi sağladığı da biliniyor. Çünkü mobil uygulama geliştirirken hangi aşamada nasıl bir adım atılması gerektiği önceden bilindiği için beklenmedik anlarda, -kimi zaman yanlış olabilecek- kararlar almak zorunda kalınmıyor.
3) Hazır şablonlardan yararlanın
Mobil kullanıcıları etkileyebilecek, aynı zamanda kullanıcı deneyimini de destekleyecek bir uygulama tasarımına sahip olabilmek detaylı araştırmalar yapabilmeyi gerektiriyor. Örneğin, hedef kitlenin mobil kullanım davranışları hakkında bilgi sahibi olabilmek, rakip uygulamaların tasarımlarını incelemek, gelecek mobil teknolojiler ile entegrasyonu öngörebilmek için birçok konuda araştırma yapmak uygulamanın başarısını garantileyebilmek açısından son derece önemli.
Fakat bu tür araştırmaları yürütmek, çıkan sonuçları değerlendirmek ve analizler doğrultusunda çalışabilecek tasarımcılar bulabilmek de hiç şüphesiz ki maliyet anlamına geliyor. Bu noktada, daha önceden etkisi kanıtlanmış ve kullanıcıları odağına alan hazır mobil uygulama şablonlarından yararlanmak işinizi önemli ölçüde kolaylaştıracaktır. Ayrıca MobiRoller gibi güvenilir platformların sunduğu hazır tasarımları kullanarak mobil uygulamayı oluştururken zamandan kazanılabileceği gibi bu süreçte ek maliyetler çıkmasının da önüne geçilebilir.
4) Platform uyumluluğuna önem verin
Mobil uygulama sahibi olmadan önce verilmesi gereken önemli kararlardan biri de uygulamanın hangi platform üzerinde geliştirileceği. Çünkü çok sayıda platform ve mobil uygulama mağazası mevcut. Ve bu noktada başlıca yapılması gereken, ihtiyaçların doğru bir şekilde belirlenmesi. Bu doğrultuda, nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sonucuna rahatlıkla ulaşılabilir.
Halihazırda var olan pek çok uygulama türü arasında yalnızca bir platforma özel olarak geliştirilen native app’ler ve tüm platformlar ile optimize çalışabilen hybrid app’lerin mobil uygulama dünyasında ön plana çıktığı savunulabilir. Doğal uygulama anlamına da gelen native app’ler, yalnızca hazırlandıkları platformlarda çalışabiliyor. Yani uygulamanız iOS ya da Android gibi sadece bir işletim sistemi için hazırlanabiliyor. HTML5, CSS ve JS ile hazırlanan hybrid app’ler ise hemen her platformda kullanıma sunulabildikleri için native uygulamalardan çok daha tasarruflu olmaları ile ön plana çıkmaktadır.
5) Profesyonel destek alın
Pek çok küçük ve orta ölçekteki işletme, mobil uygulama alanında uzmanlaşmış kişilere güvenmektense kendi uygulamalarını geliştirerek maliyetleri düşürebilecekleri yanılgısına kapılıyor. Fakat her uzmanlık alanı için geçerli olduğu mobil uygulama konusu da özel bir ilgi ve bilgi gerektiriyor. Bu noktada profesyoneller yerine herhangi bir yöntem denenerek geliştirilen mobil uygulamaların yaratacağı kullanıcı memnuniyetinden beklentiye girmek de çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Öte yandan yaşanabilecek aksaklıklar ve öngörülemeyen durumlarla ilgili anlık destek alabilmek, sorunları olabildiğince erken çözebilmek için de profesyonel bir mobil uygulama platformu ile çalışmakta yarar var. Eğer siz de zaman kaybetmeden kendi mobil uygulamanıza sahip olmak istiyorsanız hemen MobiRoller hesabınızı oluşturun ve bir an önce mobil kullanıcılarınızın beklentilerine uygun bir uygulama ile mobil dünyaya giriş yapın.