Mobil uygulama pazarı gün geçtikçe büyüyen bir sektör. Mobil uygulama pazarında kendisine sağlam bir yer edinmek için çalışan ve bu alana yatırım yapan pek çok oyuncu var. Genellikle bir mobil uygulama oluşturulduğunda ilk olarak işlevselliği kontrol ediliyor ve hemen ardından lansmanı yapılıyor. Şirketler mobil uygulamalarını pazara sunmadan önce çoğunlukla yalnızca kendi beğenilerini ve beklentilerini dikkate alıyor. Fakat birçok kullanıcı, ilk kullanımda benimsemedikleri uygulamaları bir daha kullanmamayı tercih edebiliyor. Kullanıcı sadakatini yitirmemek için uygulamaların düzenli aralıklarla test edilmesi ve güncellenmesi gerekiyor.
Hatalardan arındırılmış, farklı platformlarda tutarlı çalışan bir uygulama oluşturmak, kullanıcı sadakati başta olmak üzere birçok açıdan önemli. Ön hazırlık aşamasında detaylı bir test süreci, hem şirketler hem de bireysel kullanıcıların, uygulamalarından daha yüksek verim almasını sağlayabilir.
İşte mobil uygulamalarda kullanılabilirlik testleri:
Mobil uygulama test türleri
Teknik düzeyde mobil uygulamaları farklı işletim sistemleri, farklı GSM operatörleri ve farklı mobil cihaz türleri için test etmek gerekiyor. Çünkü akıllı cihazlar hafıza, bağlanabilirlik, arayüz standartları, ekran çözünürlüğü ve genişliği bakımından farklılık gösteriyor.
Genel olarak mobil uygulamalara uygulanan 7 ana test türünden söz etmek mümkün:
- Fonksiyonellik testlerinde uygulamanın ihtiyaçları ne derecede karşıladığı ölçülüyor. Arayüz ve uygulamanın genel akışından yola çıkılarak kullanıcılar için işlevsel olup olmadığı belirleniyor.
- Laboratuvar testlerinde uygulamanın farklı GSM operatörlerinde ve farklı ağ bağlantılarında sağlıklı çalışıp çalışmadığı kontrol ediliyor. Mobil uygulamaların her bağlantı koşulunda aynı tutarlılıkta ve hızda çalışması önemli.
- Performans testleri düşük batarya, kısıtlı hafıza, düşük çekim gücü gibi belirli koşullar altında uygulamanın nasıl çalıştığını kontrol etmek için yapılıyor. Hem kullanıcı, hem de geliştirici açısından incelenerek, iki taraflı değerlendirme yapılıyor.
- Interrupt (kesme) testlerinde mobil cihazın arama, SMS gibi temel işlevlerinin devreye girdiği ve uygulamanın çalışmaya ara verdiği süreç inceleniyor. Yeniden başlatıldığında uygulamanın işlevini olması gerektiği gibi sürdürüp sürdürmediği test ediliyor.
- Memory leakage (hafıza sızıntısı) testleri uygulamanın hafıza kullanımındaki tutarlılığını ölçmek için yapılıyor. Bir uygulamanın cihaz hafızasını ne zaman ve ne ölçüde kullandığı, hem pil ömrü hem de cihazın genel çalışma hızı açısından önemli bir detay.
- Kullanılabilirlik testleri uygulamanın amacına ulaşıp ulaşmadığını, kullanıcılar tarafından ne kadar olumlu karşılandığını belirlemeye yarıyor. Bu testler aynı zamanda, uygulamanın ticari başarısının değerlendirilmesinde en önemli ölçüt.
- Kurulum testleri kullanıcıların mobil cihazlarına uygulamayı kurarken yaşayabilecekleri türlü zorlukları belirleyip, önlemek için yapılıyor. Bir uygulamanın yükleme, güncelleme ve silme aşamalarındaki performansının tamamı, kurulum testleriyle ölçülebiliyor.
Mobil uygulamalarda test sürecinin ilk adımını kullanıcı ihtiyaçlarının tespit edilmesi oluşturuyor. Yapılacak testler ile bir uygulamanın hangi özelliklerinin daha detaylı bir çalışma ve geliştirmeye ihtiyaç duyduğunu anlamak mümkün. Uygulama bir kez tamamen hazır olup marketlerdeki yerini aldığında, kullanıcı geribildirimlerini dikkate alarak sürekli güncellenmesi ve geliştirilmesi gerekebiliyor.
Mobil uygulamalarda kullanılabilirlik testleri genellikle geliştiriciler tarafından yapılıyor. Ancak MobiRoller, güçlü altyapısıyla bu test yükünü üzerinizden alabilir. Doğal uygulamalar ile müşterilerinize daha zengin bir kullanıcı deneyimi sunabilmek için siz de MobiRoller ile uygulamanızı bugünden oluşturun: Programlama bilmenize gerek kalmadan, kendi mobil uygulamanızı dakikalar içerisinde hazırlayın.