Dijital çağın en önemli unsurlarından olan mobil uygulamalar birtakım stratejilere uygun olarak tasarladığında başarı grafiğini beklenen düzeye çıkarabiliyor, aksi durumda ise firmaların beklentilerini karşılayamayabiliyor. Bu farklılıklar, geliştirilen uygulamanın kalitesi ve faydasının ötesinde, kullanılan pazarlama stratejileriyle ilişkili olarak ortaya çıkıyor.
Sektör içerisinde, çok sayıda uygulama geliştiren firma ve kişilerin oluşu, rekabeti de doğal olarak çetin bir zemine taşıyor. Google Play Store’de 1 milyondan fazla uygulamanın olduğu düşünülürse, bu uygulamaların geliştirilmesi kadar tanıtılması konusunun da ciddiyeti belirginleşiyor. Özellikle tanıtımı zor olan, her kesimin ilgisini çekemeyebilecek kategorilerdeki uygulamaların diğerlerinin arasından sıyrılarak binlerce kullanıcıya ulaşması ve uzun vadede sürdürülebilirliğinin sağlanması için bazı adımların atılmasında fayda var.
Peki hangi pazarlama stratejilerini izleyerek tanıtım kısmında zorluk yaşanan mobil uygulamaların başarılı olması sağlanabilir?
Uygulamayı piyasaya sürmeden önce yapılması gerekenler
Uygulamayı kullanıcılarıyla buluşturmadan bir süre önce tanıtım faaliyetlerine başlayan girişimciler, rakiplerine karşı bir adım önde olma şansını yakalıyorlar. Uygulama için ilgi çekici bir açılış sayfası, yani yaygın söyleniş biçimiyle landing page hazırlamak oldukça önem taşıyor. Açılış sayfası, kullanıcıların zihninde mobil uygulamanızı konumlandırabilmenizi kolaylaştırıyor. Açılış sayfasında yer alacak ve hedef kitleye yönelik olarak hazırlanan görsel dokümanlar, ses getirecek video tanıtımları olumlu bir ilk izlenim yaratmada oldukça işe yarıyor. Fakat tüm bu tanıtım faaliyetleri yapılırken uygulamanın tamamını anlatmamak, sadece ilginç ipuçları vererek kitlede merak uyandırmak, en önemli püf noktasını oluşturuyor.
Buna ek olarak uygulamayı kullanıma sunmadan önce bir üyelik formu hazırlamak da bu dönemde oldukça önem kazanıyor. Bu şekilde mobil kullanıcıların uygulamanızı ilk deneyimleyenler arasında yer alarak kendilerini özel hissetmeleri sağlanabilir. Gönüllü marka elçileriniz olacak olan söz konusu kullanıcılar, uygulamanızla ilgili deneyimlerini sosyal çevreleriyle paylaşarak tanıtımınıza katkıda bulunabilirler.
Uygulamayı piyasaya sürmeden önce yapılacak olan sosyal medya entegrasyonu, açılış sayfası ile birlikte ele alındığında, başarı merdivenlerini tırmanmak da mümkün olabiliyor. Lansman öncesi hazırlanacak basın bültenlerinde olabildiğince geniş medya portallarına ulaşmak oldukça işe yarıyor. Bu tanıtımlarda da uygulamanın “ne olduğu” konusu değil, “neden kullanılması gerektiği” vurgusu etkili olabiliyor.
Kullanıcı ile kurulan iletişimin önemi
Google, en son yaptığı araştırmalardan birinde kullanıcıların bir uygulamayı neden cihazlarından kaldırdıkları konusunda ilgi çekici veriler yayınladı. Bu araştırmaya göre, uygulamanın kaldırılmasında en büyük etkenler olarak ilginin azalması ve uygulamanın fayda sağlamadığı yönünde düşüncelere sahip olunması belirtiliyor.
Oldukça öznel olan bu yaklaşımlardan uygulama geliştiricilerin alması gereken ders ise kullanıcılarla iletişimin aktif ve güncel tutulması olarak beliriyor. Bunun için uygulamayı piyasaya sürmeden önce beta testi topluluğu oluşturmak son derece yararlı bir yöntem olarak öneriliyor. Bu sayede kullanıcı ile iletişime geçen geliştiriciler, hem onların isteklerini analiz edebiliyor, hem de uygulamada iyileştirmeler yapma şansını yakalıyor. Kendilerini VIP kullanıcı olarak hisseden beta kullanıcılar, gönüllü marka elçisi olarak tanıtıma büyük ölçüde katkı sunabiliyorlar.
Hangi kategoride olursa olsun mobil uygulamaların başarılı olabilmesinde pazarlama faaliyetlerini doğru stratejiler üzerine kurgulamak önem kazanıyor. Bunun yanı sıra mobil kullanıcıların memnuniyetini kazanabilecek donanıma sahip bir mobil uygulamaya sahip olmakta fayda var. Eğer siz de birkaç dakika içinde kendi mobil uygulamanıza sahip olmak istiyorsanız, hemen MobiRoller hesabınızı oluşturun.