Skip links

2018’e damgasını vuracak 4 önemli mobil uygulama trendi

Mobil cihazların günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte mobil mağazalardaki uygulama sayısı da giderek artıyor. Dolayısıyla rekabetin de doğru oranda arttığı mobil dünyada, uygulama sahiplerinin farklılaşabilmek adına yeni trendleri takip etmeleri son derece önemli. Bu anlamda hem güncel kalarak başarı yakalamak hem de benzerlerinden sıyrılarak kullanıcıların dikkatini çekebilmek için sürekli devamlı olarak çeşitlenen kullanıcı beklentileri ve eğilimlerden haberdar olmakta büyük fayda var.

Mobil ekosisteminde yaşanan gelişmeler odağında mobil uygulama sahibi kişi ya da firmaların yanı sıra kullanıcılar için de oldukça ilgi çekici bir yıl olan 2017’nin ardından 2018’de de mobilin yükselişin sürdüreceği öngörülüyor. Bu noktada özellikle bazı trendlerin daha fazla ön plana çıkması bekleniyor. Peki 2018’de gündemden düşmeyeceği tahmin edilen başlıca mobil uygulama trendleri neler olabilir?

1) Lazy loading

Birçok mobil kullanıcı uygulamalardaki içeriğin yüklenme süresi uzadığında sabretmek yerine uygulamadan vazgeçme yoluna gidebiliyor. Uygulamaların başarısını olumsuz yönde etkileyen bu durumun önüne geçmede ise lazy loading tekniği oldukça etkili olabiliyor. Bu yöntem, mobil kullanıcıların uygulama açılışında bekleme süresini azaltarak kullanıcı deneyimini artırmaya yardımcı olabilir.

Türkçeye “yavaş yüklenme” biçiminde çevrilebilen lazy loading tekniği ile kullanıcıların mobil deneyimi hız ile doğru orantılı olarak iyileştirilebiliyor. Mobil uygulama içeriğindeki görsel ögelerin hepsini aynı anda yüklemeyip sadece mobil kullanıcı ilgili içeriği görüntülediği anda sırası gelen görselleri teker teker yüklemeyi sağlayan bu teknoloji ile çok daha hızlı açılan sayfalara sahip yüksek performanslı bir mobil uygulama geliştirebilmek mümkün.

2) Talebe odaklı yaklaşım

Son zamanlarda oldukça popüler hale gelen talebe dayalı uygulamalar, özellikle yoğun bir günlük programa sahip kullanıcıların hayatlarını önemli ölçüde pratikleştirebilme yeteneğine sahip. Çoğunlukla günlük işlerine zaman ayırmakta zorlananların tercih ettiği bu tür uygulamalar ile temizlik hizmeti sağlayıcılarına ulaşılabiliyor, yemek siparişi verilebiliyor veya taksi çağırmak mümkün olabiliyor.

Talep yönlü uygulamalar, kısa süre içerisinde ev işleri de dahil olmak üzere çeşitli hizmetlerden yararlanma ve servislerin ücretini de yine uygulama üzerinden kolay ve güvenli bir şekilde ödeyebilme fırsatı veriyor. Mobil kullanıcılara mekandan bağımsız bir şekilde hizmet alabilme şansı veren bu uygulamaların kullanımı 2018 yılında giderek artacağa benziyor.

3) Bulut teknolojisi

Mobil uygulamaların hem çeşitli platformlarda eş zamanlı çalışabilmesi hem de cihazların dahili kapasitelerinden tasarruf edebilmesi açısından bulut tabanlı tasarlanmalarında büyük yarar var. Bulut teknolojisi sayesinde mobil kullanıcılar, uygulamaları üzerinde zaman ve verilerini kaybetmeden farklı cihazlar ile işlemlerine devam etme şansı bulabiliyorlar. Üstelik bulut tabanlı geliştirilen mobil uygulamalar sayesinde cihazların hafızalarına bilgi yüklemesi yapılmadığı için cihaz performansı da olumsuz yönde etkilenmiyor.

Bulut tabanlı işlev gösteren uygulamaların bir diğer öne çıkan özelliği ise verilerin cihaz yerine bulutta depolanması nedeniyle olası bir veri kaybının önüne geçilebilmesi. Dolayısıyla mobil cihazların kaybolma veya hasar görmeleri durumlarında bile kullanıcılar bilgilerine farklı bir cihaza indirilen uygulama üzerinden diledikleri anda erişebilirler.

4) Yüksek güvenlik

Mobil uygulamalar artık insan hayatının her alanına dahil oldular. Bu da elbette son derece kişisel verilerin dahi web üzerinde depolanması anlamına geliyor. Buradan yola çıkıldığında güvenlik konusunun her geçen gün daha da kritik bir öneme sahip olduğu sonucuna ulaşmak mümkün.

Mobil uygulamaların sürdürülebilir bir başarı için artık kullanıcılarının ve verilerinin güvenliğini  güvenliğini sağlayabilmeleri şart. Bu doğrultuda mobil uygulama sahibi kişi ve firmaların güvenilir ve kaliteli bir mobil uygulama altyapısına sahip olduklarında emin olmaları gerektiği net bir şekilde ortaya çıkıyor.

2018 yılından itibaren ise uygulamalarda yerleşik güvenlik özelliklerine odaklanılması bekleniyor. Bu sayede daha güvenli ve aynı zamanda cihazlarda daha az yer kaplayan uygulamalara sahip olmak mümkün hale gelecek. Dolayısıyla mobil kullanıcı deneyimi de önemli ölçüde iyileştirilebilecek. Eğer siz de kullanıcıların güvenliğini sağlayan bir mobil uygulamaya sahip olmak istiyorsanız hemen MobiRoller hesabınızı oluşturun ve uygulamanızda 2018 yılına damganızı vurmak için ilk adımı atın.

Leave a comment