Son derece yoğun bir rekabet ekseninde dönen mobil dünyada sürdürülebilir bir başarı yakalamak isteyen mobil uygulama sahiplerinin benzerlerinden farklılaşmaları önem taşıyor. Kullanıcılar için bir tercih nedeni yaratabilmek ve indirme oranını yüksek tutabilmek adına mobil uygulama sahiplerinin detaylı bir yol haritası çizmeleri büyük bir rol oynuyor.
Mobil kullanıcı davranışlarını hedef alan araştırmalardan elde edilen veriler ışığında, mobil kullanıcıların yüzde 21’inin cihazlarına indirdikleri uygulamayı sadece bir kez kullandıktan sonra sildikleri kaydediliyor. Benzer bir araştırma sonucunda ortaya çıkan istatistikler ise kullanıcıların yüzde 51’inin yeni indirdikleri uygulamayı 1 haftadan kısa süre içerisinde tekrar sildiklerini gözler önüne seriyor. Bu oranların geçtiğimiz yıllara göre azalma gösterdiği gözlemlense de mobil uygulama sahiplerinin uygulama geliştirme süreçlerinde bazı noktalara daha fazla kafa yormaları gerektiğine işaret ediyor.
Yüksek indirilme oranı ve olumlu değerlendirmelerle uygulama mağazalarında öne çıkan mobil uygulamalar incelendiğinde ise belirli ortak özelliklere sahip olduklarını görmek mümkün. Peki kullanıcı deneyimini üst seviyelere taşımayı hedefleyen mobil uygulama sahiplerinin uygulamalarında hangi sayfalara mutlaka yer vermeleri gerekiyor?
İlk izlenim: Açılış ekranı
Kullanıcıların mobil uygulamanızı açtıklarında karşılaştıkları ilk izlenimi şekillendiren açılış ekranının (splash screen) tasarımı hiç kuşkusuz ki büyük bir önem taşıyor. İlk etapta mobil cihazların ekran boyutlarının farklılık gösterdiğini unutmamakta fayda var. Mobil cihaz modeli ve işletim sistemi gibi faktörler doğrultusunda değişen ekran boyutları dikkate alınarak tasarlanan açılış ekranı, kullanıcı memnuniyetini sağlama yolunda atılan ilk adımlardan biri.
Elbette uygulamanızın açılış ekranının odak noktası, uygulamanın logosu olmalı. Minimalist ama aynı zamanda uygulamayı kullanmaya davet eden bir ekran tasarımını hedef tahtasına almanızda yarar var. Bunun yanı sıra sadece saniyeler boyunca görünen açılış ekranını olabildiğince sade tutmak ve logonun dışında herhangi ek bir yazı eklememek de önemli. Açılış ekranı için seçilen arka plan renginde ise logonun renklerine uyum sağlayarak bütünlük oluşturmalısınız. Tasarımın sıkıcı olma ihtimalinin öne geçmek ve ekrana derinlik katmak için benzer tonlar çerçevesinde renk geçişlerinden (gradient) faydalanabilirsiniz.
Öte yandan açılış ekranını, performans sorunları yaşama ve uygulamanın açılmasının gereğinden uzun sürmesi gibi ihtimallere karşın da değerlendirebilirsiniz. Kullanıcıyla etkileşim yaratan eğlenceli görseller, uygulamayla ilgili ipuçları gibi detayları açılış ekranına entegre ederek kullanıcıların uygulamayı kapatmalarının önüne geçmeniz mümkün.
Şeffaf iletişim stratejisi belirleyin
Mobil uygulamanızın bir tercih nedeni yaratmasında kullanıcı etkileşimi kilit bir rol oynuyor. Bu anlamda kullanıcılar ile olan iletişiminiz söz konusu olduğunda da şeffaf bir strateji belirlemeniz gerekiyor. Dolayısıyla uygulamanıza dair önemli detayların yer aldığı açıklayıcı bir sayfa veya sayfalar eklemeniz büyük önem taşıyor.
Halihazırda çoğu web sitesinde olduğu gibi mobil uygulamalarda da “hakkında” sekmesine yer vermekte fayda var. Uygulamanın kim tarafından hangi amaçla ne zaman geliştirildiği, temel işlevleri ve hangi soruna çözüm sunduğu gibi bilgiler, kullanıcılar için oldukça yararlı olmakla beraber uygulamayla kişisel bir bağ geliştirmelerine de yardımcı olabiliyor.
Buna ek olarak iletişim bilgileri de şeffaf bir stratejinin sac ayaklarından. Kullanıcıların karşılaştıkları sorunlara dair teknik destek sağlamak veya sorularını cevaplamak adına iletişim bilgilerinizi paylaşmanız gerekiyor. Kullanıcılar için ulaşılabilir olarak aynı zamanda geri bildirim alma ihtimalinizi de artırabilirsiniz. Böylelikle uygulamanızın geliştirilmeye açık noktalarını fark edebilir ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunma fırsatı yakalayabilirsiniz. Bu nedenle uygulamanızda e-posta adresi, sosyal medya hesapları ve web site bağlantısı gibi bilgilere yer vermek mantıklı bir adım olacaktır.
Uygulamayı kişiselleştirme imkanı tanıyın
Faaliyet gösterdiği sektörden bağımsız olarak her uygulamanın bir ayarlar sayfası içermesi büyük önem taşıyor. Nitekim kullanıcıların kendi istekleri doğrultusunda kişiselleştirebildikleri bir uygulamanın her zaman için önemli bir tercih nedeni yaratacağı rahatlıkla savunulabilir. Dolayısıyla kullanıcılara uygulamanın bazı işlevlerine dair kontrol gücü vermeniz de size yüksek memnuniyet oranı olarak geri dönecektir.
Uygulamanın türüne göre zil sesi tonu, gece modu, yazı puntosu boyutu, bildirim gönderimi, gizlilik, geçmiş, mobil veri kullanımı, arama motoru gibi ayarların kullanıcılar tarafından kendi tercihleri eşliğinde düzenlenmesini mümkün kılmalısınız. Aynı şekilde eğer kullanıcılar uygulamanız üzerinden bir üyelik hesabı oluşturabiliyorsa ödeme bilgileri, adres defteri, şifre değiştirme gibi ayarlara da erişim sunarak avantaj sağlayabilirsiniz.
Kullanıcının el kitabı: Sıkça sorulan sorular
Uygulamanızı ilk defa indiren kullanıcıların kafasında bazı soru işaretlerinin olması gayet normal. Fakat kullanıcıların kafa karışıklığını gidermeye yönelik aksiyon almadığınız takdirde uygulamayı kullanmayı çözemeyen kullanıcıların uygulamayı silme ihtimalleri de oldukça yüksek. Bu anlamda sıkça sorulan sorulardan oluşan bir yardım sayfası kurgulayarak uygulamanız için bir nevi kullanım kılavuzu oluşturmanızda fayda var.
Sıkça sorulan sorular (SSS) sayfasının tasarımı konusunda bazı unsurları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yazı tipi, boyutu ve renk seçimleri konusunda metinlerin okunabilirliğini el üstünde tutmalısınız. Diğer yandan soru ve yanıtların rahat anlaşılır şekilde yazıldığından da emin olmalısınız. Bunun yanı sıra soruları belirli konulara göre ayırarak kategorize ederek de avantaj sağlayabilirsiniz. Böylelikle sorularına cevap arayan kullanıcılar, yanıtlara çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilirler. Tabii ki en sık karşılaşılan sorunlara dair bilgilerin üst sıralarda yer alması ve destek amaçlı bir arama motorunun entegre edilmesi de kullanıcılar için pratik olacaktır.
Elbette mobil ekosistemde rakiplerinden sıyrılan bir uygulama sahibi olmanın bir yolu da mobil uygulama oluşturma platformlarına başvurmaktan geçiyor. Bu anlamda MobiRoller’ın profesyonel ekibi, uygulama geliştirme sürecinde ve sonrasında çeşitli alanlarda desteklerini sunuyor. Siz de sağlam altyapıya sahip kaliteli bir mobil uygulama sahibi olmak istiyorsanız, hemen bir MobiRoller kullanıcı hesabı oluşturun ve mobil dünyanın ayrıcalıklarından yararlanmaya başlayın.